There were no tickets available for Friday's performance.
- Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu.
The only room available is a double.
- Mevcut tek oda iki kişiliktir.
They lost faith in the existing system.
- Mevcut sisteme inançlarını kaybettiler.
A study shows air pollution from forest fires exacerbates existing lung problems.
- Bir çalışma orman yangınlarından kaynaklanan hava kirliliğinin mevcut akciğer sorunlarını artırdığını göstermektedir.
Every member of the cabinet was present.
- Kabinenin her üyesi mevcuttu.
Our present house is too small, so we decided to move.
- Mevcut evimiz çok küçük, bu nedenle taşınmaya karar verdik.
Two copies of the current agreement were printed and will be signed by the two sides.
- Mevcut anlaşmanın iki kopyası basıldı ve iki taraf tarafından imzalanacak.
We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
- Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
The chakras are constantly spinning. If they weren't, the physical body couldn't exist.
- Çakralar sürekli dönüyor. Eğer olmasalar, fiziksel beden mevcut olamazdı.
One thing I don't like about the iPad is that you can't easily install apps that aren't available through Apple's App Store.
- iPad hakkında hoşlanmadığım tek şey Apple'ın Uygulama Mağazasında mevcut olmayan uygulamaları kolaylıkla kuramamandır.
That book is available in only one store.
- O kitap sadece bir mağazada mevcut.