metal lost during handling and contact with other objects

listen to the pronunciation of metal lost during handling and contact with other objects
İngilizce - Türkçe

metal lost during handling and contact with other objects teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

wear
{i} dayanma
wear
(Askeri) bocalamak
wear
(Askeri) boca alabanda edip dönmek
wear
yıpranma

Garanti normal aşınma ve yıpranmayı içermemektedir. - The warranty doesn't cover normal wear and tear.

wear
giyme

Partide onun giymesi için bir gömlek satın aldı. - She bought a shirt for him to wear to the party.

Klas ve farklı olmak için Hawaii tişörtümü ve yeşil şortumu giymeyi tercih ettim, ama çabucak beyaz gömlek ve siyah pantolona alıştım. - I preferred wearing my Hawaiian T-shirt and green shorts to be cool and different, but I quickly got used to the white shirt and black slacks.

wear
elbise

Hiromi yeni bir elbise giyiyor. - Hiromi is wearing a new dress.

O kırmızı kravat takım elbisene uymuyor-Niçin yeşil olanını takmıyorsun? - That red tie doesn't go with your suit. Why don't you wear the green one?

wear
giyinme

Doktor Tom'a üç hafta boyunca ortopedik alçı giyinmek zorunda olduğunu söyledi. - The doctor told Tom that he had to wear a cast for three weeks.

Pembe giyinmekle ne yanlış? - What's wrong with wearing pink?

wear
giyim eşyası
wear
{f} giymek

Tom, bir takım elbise ve bir kravat giymek zorunda değildi fakat giydi. - Tom didn't have to wear a suit and tie, but he did.

Tom paltosunu çıkardı çünkü onu giymek için çok sıcaktı. - Tom took off his coat because it was getting too hot to wear it.

wear
(fiil) giymek, takmak, taşımak, dayanmak, takınmak, aşındırmak, yıpratmak, soldurmak, solmak, yıpranmamak, boca etmek, volta vurmak
wear
(Tekstil) giymek, takmak, aşındırmak
wear
(isim) giyinme, kullanma, elbise, giysi, eskime, yıpranma, aşınma, dayanma, dayanıklılık
wear
çok kullanıldığı belli
wear
{i} eskime
wear
the worse for wear eskimiş
wear
aşın,v.giy: n.giysi
wear
{f} taşımak

Tom'un cüzdanı taşımak için biraz daha kötüydü. Mary yeni bir tane alması gerektiğini söyledi. - Tom's wallet was a bit the worse for wear, and Mary said he should get a new one.

İngilizce - İngilizce
wear
metal lost during handling and contact with other objects

    Heceleme

    metal lost dur·ing han·dling and con·tact with oth·er objects

    Türkçe nasıl söylenir

    metıl lôst dyûrîng händlîng ınd käntäkt wîdh ʌdhır ıbceks

    Telaffuz

    /ˈmetəl ˈlôst ˈdyo͝orəɴɢ ˈhandləɴɢ ənd ˈkänˌtakt wəᴛʜ ˈəᴛʜər əbˈʤeks/ /ˈmɛtəl ˈlɔːst ˈdjʊrɪŋ ˈhændlɪŋ ənd ˈkɑːnˌtækt wɪð ˈʌðɜr əbˈʤɛks/