The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
- Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
There's a lovely park in the centre of the town.
- Kent merkezinde güzel bir park var.
Our company's headquarters are in Tokyo.
- Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.
I didn't visit the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
The bus will take you to the center of the city.
- Otobüs seni şehir merkezine götürecek.
The eye of a hurricane is its center.
- Bir kasırganın gözü onun merkezidir.
Do you come from your hub?
- Kendi merkezinizden mi geliyorsun?
The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate.
- ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.
Every beloved object is the center point of a paradise.
- Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.
Central nervous system consists of brain, cerebellum, medulla oblongata and spinal cord.
- Merkezî sinir sistemi beyin, beyincik, omurilik soğanı ve omurilikten oluşur.
Is the central heating warm enough in the winter?
- Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
Corsairfly is an airline based in Paris.
- Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur.
The Chicago Cubs are a professional baseball team based in Chicago, Illinois.
- Chicago Cubs, Chicago, Illinois merkezli bir profesyonel beyzbol takımıdır.
There is a station in the center of the city.
- Şehrin merkezinde bir istasyon var.
The station is in the center of the city.
- İstasyon, şehir merkezindedir.
In our head office, we have two meeting rooms.
- Bizim merkez ofisimizde iki tane toplantı salonumuz var.
The firm has its head office in Osaka.
- Firmanın Osaka'da merkez ofisi var.
New York is the center of the stock exchange in America.
- New York Amerika'da borsanın merkezidir.