Protestors rallied in a last-ditch effort to save the medical centre from closing down.
- Protestocular tıp merkezini kapanmaktan kurtarmak için son bir gayretle yürüdüler.
The post office is in the town centre.
- Postane şehir merkezinde.
I didn't visit the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
Tom was arrested and immediately taken to headquarters.
- Tom tutuklandı ve hemen merkeze götürüldü.
The eye of a hurricane is its center.
- Bir kasırganın gözü onun merkezidir.
The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.
- Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
Zürich is considered to be a major financial hub.
- Zürich büyük bir finansal merkez olarak kabul edilir.
Do you come from your hub?
- Kendi merkezinizden mi geliyorsun?
Every beloved object is the center point of a paradise.
- Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.
Is the central heating warm enough in the winter?
- Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
The central nervous system consists of four organs.
- Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.
The Chicago Cubs are a professional baseball team based in Chicago, Illinois.
- Chicago Cubs, Chicago, Illinois merkezli bir profesyonel beyzbol takımıdır.
Our company's base is in Tokyo.
- Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.
The station is in the center of the city.
- İstasyon, şehir merkezindedir.
The next stop is Berlin Central Station.
- Bir sonraki durak Berlin Merkez İstasyonu
The firm has its head office in Osaka.
- Firmanın Osaka'da merkez ofisi var.
In our head office, we have two meeting rooms.
- Bizim merkez ofisimizde iki tane toplantı salonumuz var.
New York is the center of the stock exchange in America.
- New York Amerika'da borsanın merkezidir.