merkezli

listen to the pronunciation of merkezli
Türkçe - İngilizce
based

Corsairfly is an airline based in Paris. - Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur.

The Chicago Cubs are a professional baseball team based in Chicago, Illinois. - Chicago Cubs, Chicago, Illinois merkezli bir profesyonel beyzbol takımıdır.

cantered
merkez
centre

The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over. - Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.

The post office is in the town centre. - Postane şehir merkezinde.

merkez
headquarters

The corporate headquarters is in Los Angeles. - Şirket merkezi Los Angeles'ta.

Our company's headquarters are in Tokyo. - Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.

merkez
center

The bus will take you to the center of the city. - Otobüs seni şehir merkezine götürecek.

The eye of a hurricane is its center. - Bir kasırganın gözü onun merkezidir.

merkez
heart
merkez
{i} hub

Zurich is considered to be a major financial hub. - Zürih önemli bir finans merkezi olarak kabul edilir.

Do you come from your hub? - Kendi merkezinizden mi geliyorsun?

merkez
focal
merkez
navel
merkez
bosom
hacim merkezli
(İnşaat) body centered
insan merkezli
anthropocentric
merkez
registered office
merkez
home base
merkez
hub of
merkez
nerve center
merkez
center point

Every beloved object is the center point of a paradise. - Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.

merkez
administrative centre
merkez
core
merkez
central

Would you please meet me at Yaesu central gate of Tokyo Station on Monday, May 10th at 3:00 p.m.? - On Mayıs öğleden sonra üçte, pazartesi gün beni Tokyo İstasyonunun Yaesu merkez kapısında karşılar mısın?

My office is in the central area of the city. - Ofisim kentin merkezinde.

merkez
omphalos
merkez
central office
merkez
base

Our company's base is in Tokyo. - Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.

Corsairfly is an airline based in Paris. - Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur.

merkez
seat
merkez
centrum
merkez
station

The next stop is Berlin Central Station. - Bir sonraki durak Berlin Merkez İstasyonu

This road will lead you to the station and the city center. - Bu yol seni istasyona ve şehir merkezine götürecek.

merkez
kentron
merkez
focus
merkez
arterial
merkez
chief office
merkez
artery
merkez
head office

In our head office, we have two meeting rooms. - Bizim merkez ofisimizde iki tane toplantı salonumuz var.

Our head office is in Boston. - Bizim genel merkezimiz Boston'dadır.

merkez
centric
merkez
centrically
merkez
centrical
merkez
centerline
merkez
on center
merkez
center on
avrupa merkezli
(Politika, Siyaset) european centred
aynı merkezli olarak
concentrically
ben merkezli kimse
swellhead
budun merkezli
(Dilbilim) ethnocentric
cisim merkezli küp
(Kimya) body-centered cube
dış merkezli
eccentric
dış merkezli düzen
eccentric
gövde merkezli
body-centred
güneş merkezli
heliocentric
güneş merkezli gezegen
primary planet
hacim merkezli kübik kristal
body-centred cubic crystal
hacim merkezli kübik metal
body-centred cubic metal
hacim merkezli kübik yapı
body-centred cubic structure
hacim merkezli küp
body-centred cube
hacim merkezli küp
(Kimya) body-centered cube
merkez
headquarters, main office (of a firm)
merkez
centre [Brit.]
merkez
(Hukuk) centre, registered office, seat, headquarters
merkez
governmental administrative center (for a region)
merkez
centre, center; headquarters, central office, head office; administrative centre; police station karakol
merkez
origin
merkez
center (centre)
merkez
hotbed
merkez
root
merkez
omphaloe
merkez
center,centre
merkez
exchange

New York is the center of the stock exchange in America. - New York Amerika'da borsanın merkezidir.

okur merkezli eleştiri
reader-response criticism
ortak merkezli
concentric
proje merkezli
(Politika, Siyaset) project-centred
savunma koordinasyon subayı (Savunma Bakanlığı); çift merkezli büro
(Askeri) defense coordinating officer (DOD); dial central office
yüzey merkezli
face-centred
Türkçe - Türkçe

merkezli teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

MERKEZ
(Osmanlı Dönemi) Geo: Dairenin orta noktası. Çaplarının kesim noktası
MERKEZ
(Osmanlı Dönemi) Şubeleri bulunan bir teşkilâtın idâre olunduğu ve emir veren yeri, makamı. Bir şeyin en işlek yeri. Teşkilât olan yerin en yüksek makamı
MERKEZ
(Osmanlı Dönemi) (Rekz. den) Bir şeyin ortası. Vasat. Yol. Durum, vaziyet. Hal, suret
Merkez
üs
Merkez
özek
Merkez
(Osmanlı Dönemi) KÜRSİ
dış merkezli
Dış merkezlikle ilgili olan
merkezli
Merkezleri aynı olan iki veya daha çok şekil
gün merkezli
Güneş'in merkezine bağlı olan, Güneş'in merkezinden bakıldığı var sayılarak ölçülen (bir yıldızın koordinatları)
merkez
Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası
merkez
Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek
merkez
Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer
merkez
Biçim, durum, yol
merkez
(Osmanlı Dönemi) bir şeyin ortası, bir şeyin en işlek yeri
merkez
Polis karakolu
merkez
Polis karakolu: "Sizi merkezimize gönderip tevkif ettireceğim."- A.Gündüz
merkez
Bir ülkenin, bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
merkez
Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer: "İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi."- Y. K. Karaosmanoğlu
merkez
Belirli bir yerin ortası
merkez
Bir işin öğretildiği yer
yer merkezli
Yer özekçil
merkezli