Many commentators regard Obama as a centrist.
- Birçok yorumcu, Obama'yı merkezci olarak kabul eder.
Protestors rallied in a last-ditch effort to save the medical centre from closing down.
- Protestocular tıp merkezini kapanmaktan kurtarmak için son bir gayretle yürüdüler.
There's a lovely park in the centre of the town.
- Kent merkezinde güzel bir park var.
Our company's headquarters are in Tokyo.
- Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.
The corporate headquarters is in Los Angeles.
- Şirket merkezi Los Angeles'ta.
Tokyo, as you know, is one of the financial centers of the world.
- Tokyo, bildiğiniz gibi,dünyanın finans merkezlerinden biridir.
The bus will take you to the center of the city.
- Otobüs seni şehir merkezine götürecek.
Zurich is considered to be a major financial hub.
- Zürih önemli bir finans merkezi olarak kabul edilir.
Do you come from your hub?
- Kendi merkezinizden mi geliyorsun?
Every beloved object is the center point of a paradise.
- Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.
My office is in the central area of the city.
- Ofisim kentin merkezinde.
Is the central heating warm enough in the winter?
- Merkezi ısıtma kışın yeterince ısıtıyor mu?
Our company's base is in Tokyo.
- Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.
Corsairfly is an airline based in Paris.
- Corsairfly, Paris merkezli bir havayoludur.
There is a station in the center of the city.
- Şehrin merkezinde bir istasyon var.
The station is in the center of the city.
- İstasyon, şehir merkezindedir.
The firm has its head office in Osaka.
- Firmanın Osaka'da merkez ofisi var.
In our head office, we have two meeting rooms.
- Bizim merkez ofisimizde iki tane toplantı salonumuz var.
Thomas thinks he's the center of the world. He's very egocentric.
- Thomas kendisini dünyanın merkezi zannediyor. O, çok ben merkezci.
New York is the center of the stock exchange in America.
- New York Amerika'da borsanın merkezidir.