He appealed to the judge for mercy.
- Merhamet için hakime yalvardı.
Justice without mercy is cruelty; mercy without justice is the mother of dissolution.
- Merhametsiz adalet zulümdür, adaletsiz merhamet yok olmanın anasıdır.
You have to show compassion to your girl.
- Kız arkadaşına merhamet göstermek zorundasın.
The more you suffer in life, the more compassionate you become.
- Hayatta ne kadar acı çekersen, o kadar merhametli olursun.
I'll never ask for clemency.
- Asla merhamet istemeyeceğim.
I don't want your pity.
- Ben merhametini istemiyorum.
I felt pity for the boy.
- Ben çocuk için merhamet hissettim.
Don't expect charity from them.
- Onlardan merhamet bekleme.