I can't help but wonder where Tom is.
- Tom'un nerede olduğunu merak etmekten başka yapabileceğim bir şey yok.
Tom can't help wondering why Mary changed her mind.
- Tom, Mary'nin fikrini niçin değiştirdiğini merak etmekten kendini alamıyor.
She wondered where Sam was and what he was doing.
- Sam'in nerede olduğunu ve ne yaptığını merak etti.
I've always wondered what it'd be like to have siblings.
- Ben her zaman kardeşlere sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu hep merak ettim.
Don't worry. It's OK.
- Merak etmeyin. Tamam.
Don't worry. This won't happen again.
- Merak etme. Bu bir daha olmayacak.
I still can't help wondering why.
- Sebebini merak etmemek hâlâ elimde değil.
Tom can't help wondering why Mary changed her mind.
- Tom, Mary'nin fikrini niçin değiştirdiğini merak etmekten kendini alamıyor.
That's something people wonder about.
- Bu, insanların hakkında merak ettiği bir şey.
I can't help wondering about what Tom might be doing.
- Tom'un ne yapıyor olabileceğini merak etmemek elimde değil.
Tom can't help wondering why Mary changed her mind.
- Tom, Mary'nin fikrini niçin değiştirdiğini merak etmekten kendini alamıyor.