mera

listen to the pronunciation of mera
Türkçe - İngilizce
pasture, pasturage, range
(Hukuk) pasture

Four horses roam the pasture. - Dört at merayı dolaşıyor.

The cows grazed in the pasture. - İnekler merada otlandı.

pasture (for grazing animals)
grassland
run

I wonder why we haven't run into each other before. - Neden birbirimizle daha önce karşılaşmadığımızıı merak ediyorum.

Tom wondered how many times Mary was going to run around the track. - Tom Mary'nin parkurun etrafında kaç kez koşacağını merak ediyordu.

range
(Ticaret) commons
forage
field

I like to roam about the fields. - Meralarda dolaşmayı severim.

pasturage
lea

Tom wondered how Mary had learned to speak French so well. - Tom Mary'nin Fransızcayı nasıl bu kadar iyi öğrendiğini merak ediyordu.

Tom began to wonder who Mary had learned French from. - Tom Mary'nin Fransızcayı kimden öğrendiğini merak etmeye başladı.

meadow
rangeland
mera tarımı
pasture farming
geçici mera
(Tarım) temporary pasture
tabii mera
(Tarım) native range
tabii mera
(Tarım) wild pasture
tarla mera hakkı
(Kanun) common of shack
yıllık mera
annual pasture
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) (C: Merâyâ) Sütü çok olan dişi deve
Çayırlık, otlak
Otlak: "Yağmurun altında çobanıyla beraber meraya çıktı, birdenbire şaşırdı."- Ö. Seyfettin
Otlak
mera bitkileri
Meralarda kendiliğinden yetişen veya sun'î olarak yetiştirilen, yem değeri olan veya olmayan tüm bitki türleri
mutlak mera
Üzerinde kendiliğinden gelişen ve otlatmaya elverişli bir bitki örtüsü taşıyan mera