mentally keen or discerning; clever; shrewd; see acute

listen to the pronunciation of mentally keen or discerning; clever; shrewd; see acute
İngilizce - Türkçe

mentally keen or discerning; clever; shrewd; see acute teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

cute
{s} sevimli

Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi. - My brother gave me a cute doll.

Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli. - The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel.

cute
{s} şirin

O bebek gerçekten hiç şirin değildir. - That baby is really not cute at all.

Şirin olduğunu biliyorum. - I know that she is cute.

cute
dili cana yakın
cute
{s} cici
cute
{s} zeki

O çok sevimli ve o gerçekten zekidir. - He's very cute and he's really smart.

cute
{s} kurnaz
cute
cilveli
cute
açıkgöz
cute
hoş

Kızlar için bazı hoş saç stilleri nelerdir? - What are some cute hairstyles for girls?

Mary'nin hoş olduğunu düşünmüyor musun? - Don't you think Mary's cute?

cute
{s} akıllı

Tom gerçekten akıllı ve aynı zamanda sevimli sayılır. - Tom is really smart and also kind of cute.

cute
çok şeker
İngilizce - İngilizce
cute
mentally keen or discerning; clever; shrewd; see acute