The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.
- Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı.
It is agonizing for the united States to lose our young men and women.
- It is agonizing for America to lose our young men and women.
It is agonizing for America to lose our young men and women.
- It is agonizing for the united States to lose our young men and women.
İki adam rekabet kazasından sonra Taiwan'da kollarını koparttılar.
- Two men had their arms severed in Taiwan after a tug-of-war accident.
Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
- Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
Oğlum kadınların erkeklerden daha güçlü olduklarını düşünüyor.
- My son thinks women are stronger than men.
Bu yapı erkekleri ve kadınları konaklayan kapsül bir oteldir.
- This building is a capsule hotel lodging men and women.
Bu yapı erkekleri ve kadınları konaklayan kapsül bir oteldir.
- This building is a capsule hotel lodging men and women.
Bu genç erkekler ebeveynlerinden bağımsızlar.
- Those young men are independent of their parents.