The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.
- Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı.
It is agonizing for America to lose our young men and women.
- It is agonizing for the united States to lose our young men and women.
It is agonizing for the united States to lose our young men and women.
- It is agonizing for America to lose our young men and women.
Onunla karşılaşmadan önce, Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasaba yakınında sakladı.
- Before meeting him, Pizzaro hid many of his men and guns near the town.
Genç adamlar tüm zorluklara rağmen bunu yapacaklarını söylediler.
- The young men said that they would do it despite all of the difficulties.
Bu genç erkekler ebeveynlerinden bağımsızlar.
- Those young men are independent of their parents.
Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.
- We men are used to waiting for the women.
Bu yapı erkekleri ve kadınları konaklayan kapsül bir oteldir.
- This building is a capsule hotel lodging men and women.
Futbol zorunlu olarak erkeklerle sınırlı değildir.
- Soccer is not necessarily confined to men.