Olay anımızda hâlâ taze.
- The event is still fresh in our memory.
Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.
- My memory of her has begun to recede.
Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
- Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
Bellek beynimizin önemli bir işlevidir.
- Memory is an essential function of our brain.
En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
- Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.
Keşke daha iyi bir hafızam olsa.
- I wish I had a better memory.
Sen iyi bir hafızaya sahipsin.
- You have a good memory.
En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
- Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.
Hafızamı kaybettiğimi hatırlamıyorum.
- I don't remember losing my memory.
Babamın anısına bir şiir yazdım.
- I wrote a poem in memory of my dad.
Ölmüş kocasının anısına değer verdi.
- She cherished the memory of her dead husband.
This data passes from the CPU to the memory.
Happiness is nothing more than good health and a bad memory.
I have no memory of that event.
The Roberts Court seems to be the most politically conservative in living memory.