My immediate boss is tough to please.
- Şimdiki patronumu memnun etmek zordur.
He is hard to please.
- Onu memnun etmek zordur.
He's impossible to satisfy.
- Onu memnun etmek imkansızdır.
It is difficult to satisfy everyone.
- Herkesi memnun etmek zordur.
The Princess came out of the copper castle, and became Queen; and that pleased her very much.
- Prenses bakır kale'den çıktı ve Kraliçe oldu; ve bu onu çok memnun etti.
In spite of the rain, this trip very much pleased me, on the whole.
- Yağmura rağmen bu yolculuk beni çok memnun etti, genel olarak.