Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
- Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
He betrayed his country.
- O, memleketine ihanet etti.
My ancestors were the pioneers of this land.
- Benim atalarım bu memleketin öncüleriydi.
Books can transport you to faraway lands, both real and imagined.
- Kitaplar sizi hem gerçek hem de hayali uzak memleketlere götürebilir.
Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
- Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
On a sudden impulse, I returned to my home town.
- Ani bir dürtü üzerine, memleketime geri döndüm.
Tomorrow, I am going to my home town.
- Yarın memleketime gidiyorum.