I can't remember the melody of that song.
- Şarkının melodisini hatırlayamıyorum.
I often heard him playing the melody on the trumpet.
- Ben sık sık onun trompette melodi çaldığını duydum.
Tom whistled a tune as he walked along the river.
- Tom nehir boyunca yürürken bir melodiyi ıslıkla çaldı.
One of my favorite tunes was playing on the radio.
- En favori melodilerimden birisi radyoda çalıyordu.
I could hear the sound of Tom's voice coming from the next room.
- Tom'un bitişik odadan gelen melodisinin sesini duyabiliyordum.
What is your favorite sound?
- En sevdiğin melodi nedir?
I only heard three chimes.
- Ben sadece üç melodi duydum.
O şarkının melodisini hatırlayamıyorum.
- I can't remember the melody of that song.
Bu melodi birçok Japona tanıdıktır.
- This melody is familiar to many Japanese.
Ukrayna dili çok melodiktir.
- The Ukrainian language is very melodious.