medium, method, instrument, income

listen to the pronunciation of medium, method, instrument, income
İngilizce - Türkçe

medium, method, instrument, income teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

means
vasıta

Bazı kaçış vasıtaları bulmalıyız. - We must devise some means of escape.

O, resimler vasıtasıyla fikrini açıkladı. - She explained her idea by means of pictures.

means
{i} vesile
means
ulaşım araçları
means
(Dilbilim) aracı

Dil bir iletişim aracıdır. - Language is a means of communication.

Ancak, sadece insan topluluğunun bir iletişim aracı olarak sözlü dili vardır. - However, only the human community has verbal languages as a means of communication.

means
kolaylık
means
(Matematik) içler
means
(Ticaret) araçlar

Bir araba, bir bisiklet, bir uçak, bir tekne ve bir tren tümü ulaştırma araçlarıdır. - A car, a bicycle, an airplane, a boat, and a train are all means of transportation.

Onların hepsinin bağımsız araçları vardır. - All of them have independent means.

means
para

O, kazandığından çok para harcıyor. - She lives beyond her means.

Onlar kazandıklarından çok para harcıyorlar. - They live beyond their means.

means
yöntem
means
gelir

Amnezi, hafıza kaybı anlamına gelir. - Amnesia means loss of memory.

Onunla, Boeing diğer sorunların da olabileceği, ama mürettabat işini doğru şekilde yaparsa bir kazadan kaçınılabileceği anlamına gelir. - By that, Boeing means that there may also have been other problems, but that an accident could have been avoided if the crew had done their job correctly.

means
yol

Mümkün olan tüm yollarla bir savaşı önlemeliyiz. - We must prevent a war by all possible means.

Onu ikna etmek için her yolu kullanmalıyız. - We have to use every means to persuade him.

means
{i} servet, varlık
means
ne pahasına olursa olsun

Ne pahasına olursa olsun, onu istediğini söyledin! - You said you wanted it by any means!

means
taşıtlar
means
(Mukavele) vasıta, araç, vesile
means
{i} servet
means
şüphesiz

Şüphesiz onu ben yapacağım. - I'll do it by all means.

Şüphesiz boğulan çocuğu kurtarmalıyım. - I must save the drowning child by all means.

means
means to an end araç
İngilizce - İngilizce
{n} means
medium, method, instrument, income