Ölçüsüz korku daima beceriksizce hareket ettirir.
- Measureless fear makes always to act clumsily.
Bir dilin sahip olduğu kelimelerin sayısı sonludur, ama cümlelerin sayısı sonsuzdur, ki o oldukça ilginçtir. Sayısız cümle yapabilirsiniz.
- The number of words that a language has is finite but the number of sentences is infinite, which is quite interesting. You can make countless numbers of sentences.
Biz insanlar bu sonsuz evrende yalnız mıyız?
- Are we humans alone in this infinite universe?
Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz.
- You can use a psychrometer to measure relative humidity.
Sıcaklığını ölçmek istiyoruz.
- We want to measure your temperature.
Tom tedbire karşı çıktı.
- Tom opposed the measure.
Önleyici tedbirler gerçek tedaviden çok daha etkilidir.
- Preventive measures are much more effective than the actual treatment.
Kongre önlemi onaylamadı.
- Congress did not approve the measure.
Biz trafik kazalarını önlemek için gerekli önlemleri almamız gerekir.
- We must take measures to prevent traffic accidents.
Lütfen ölçünüzü almak için bana izin verin.
- Please allow me to measure you.
Biz öğrencilerin giriş sınavındaki başarılarından büyük ölçüde sorumluyuz.
- We are, in large measure, responsible for students' success in the entrance exam.
O sadece beklenen kriterlere uymuyor.
- He just doesn't measure up.
Petrol arzı sınırsız değildir.
- Supplies of oil are not infinite.
Sınırlı bir gezegende sınırsız bir büyüme olamaz.
- We cannot have infinite growth on a finite planet.
Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.
- There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.
Yatağın uzunluğunu ölçtü.
- He measured the length of the bed.
Enflasyonun başka dönemini önlemek için bir önlem olarak, bizim hükümet faiz oranlarını yükseltti.
- As a measure to prevent another period of inflation, our government has jacked up interest rates.
Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz.
- You can use a psychrometer to measure relative humidity.
Tom, inatçı olmasına rağmen, büyük fıçı ölçü birimi yerine, mantıklı olan metrik sistemi değiştirmeyi reddediyordu.
- Tom, stubborn as he was, refused to change to the sensible metric system, preferring to measure volume in hogsheads instead.
Acre bir ölçü birimidir; Akra, Gana'nın başkentidir ve Acre, bir Brezilya eyaletidir.
- An acre is a unit of measurement; Accra, the capital of Ghana, and Acre, a Brazilian state.
Harvard'ın bilim adamları, çocuk sahibi olan veya olmayan 58 bekâr ve evli erkek tükürüğündeki erkek hormon miktarını ölçtü.
- Harvard scientists have measured the amount of male hormone in the saliva of 58 single and married men with or without children.
Bir dilin sahip olduğu kelimelerin sayısı sonludur, ama cümlelerin sayısı sonsuzdur, ki o oldukça ilginçtir. Sayısız cümle yapabilirsiniz.
- The number of words that a language has is finite but the number of sentences is infinite, which is quite interesting. You can make countless numbers of sentences.
Senin pek çok ama pek çok, bitmeyen zihinsel sorunlarına rağmen seni seviyorum.
- I love you in spite of your many, but so many, infinite mental problems.
Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
- The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
Ölçümler hassas olmalı.
- The measurements need to be precise.
Kesin ölçümler gerekli.
- Precise measurements are needed.
Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
- The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
He took drastic measures to halt inflation.
Can we this quote? The unwise man never knows the measure of his stomach. — from the Hávamál.