Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil.
- Tom doesn't have a mean bone in his body.
Her rengin bir manası var.
- Every colour has a meaning.
Oxford İngilizce sözlüğüne göre 'set' kelimesinin 430 farklı anlamı ya da manası var.
- According to the Oxford English Dictionary, the word 'set' has 430 different meanings or senses.
Dancada gift kelimesi hem evli hem de zehir anlamına gelmektedir.
- The Danish word gift means both married and poison.
Bu günlerde, aslan payı genellikle en büyük pay anlamına gelmektedir; fakat çok geçmeden önce onun hepsi anlamına geliyordu.
- These days, the lion's share usually means the biggest share; but not so long ago, it meant all of it.
Onun söylediği tamamen anlamsızdı.
- What she said was completely meaningless.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were completely meaningless.
Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.
- Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were wholly void of meaning.
Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil.
- Tom doesn't have a mean bone in his body.
Bu, onların diğer insanlarla ortak bir şeyi olmadığı anlamına gelmez.
- This does not mean that they have nothing in common with other peoples.
Tom Mary'ye anlamlı bir bakış attı.
- Tom gave Mary a meaningful look.
O, bana anlamlı bir şekilde baktı.
- She gave me a meaningful look.
Aşağılık kompleksi - tam olarak ne anlama geliyor?
- Inferiority complex - what exactly does that mean?
Siz insanlar gerçekten aşağılıksınız.
- You people are really mean.
Bazı insanlar güzel ve bazıları adidirler.
- Some people are nice, and some are mean.
Bir kelime kullandığımda,Humpty Dumpty ifade etmek için tam benim seçtiğimi o ifade ediyor-ne daha fazla ne daha az dedi.
- When I use a word, Humpty Dumpty said, it means just what I choose it to mean - neither more nor less.
Tom okulda en huysuz çocuktur.
- Tom is the meanest kid in school.
Olası tüm araçları denedim.
- I tried all possible means.
Mümkün olan tüm araçlar denendi.
- All possible means have been tried.
O acımasız öğretmenin bugün bize zor bir test vereceğinden oldukça eminim.
- I'm pretty sure that that mean teacher will give us a hard test today.
Balıkçı kendini yüzen bir tahta vasıtasıyla kurtardı.
- The fisherman saved himself by means of a floating board.
Düşünceler kelimeler vasıtasıyla ifade edilirler.
- Thoughts are expressed by means of words.
Yüksek tasarruf oranı Japonya'nın güçlü ekonomik büyümesi için bir faktör olarak kabul edilmektedir.Çünkü o bol yatırım sermayesi kullanılabilirliği anlamına gelmektedir.
- A high savings rate is cited as one factor for Japan's strong economic growth because it means the availability of abundant investment capital.
Tom Mary'nin gerçekten pinti olduğunu düşündü.
- Tom thought Mary was really mean.
Sen pinti bir kişisin.
- You're a mean person.
Sami dünyadaki en vahşi ve en zalim seri katillerden biridir.
- Sami is one of the meanest and most cruel serial killers in the world.
Bana karşı çok zalim olma.
- Don't be so mean to me.
Bir kelimenin anlamından emin değilsen, sözlüğe bak.
- If you are not sure about the meaning of the word, look it up in your dictionary.
Bir terimin birleşik anlamından dolayı, bir niteleyicinin kullanımı benzemeyen örnekleri engeller.
- An application of a qualifier precludes non-partaking instances from the compound meaning of a term.
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
Fransızcada kuş anlamına gelen oiseau kelimesi, beş farklı sesli harf içeren en kısa kelimedir.
- The French word 'oiseau', meaning 'bird', is the shortest one to contain five different vowels.
Yaşlı adam göründüğü kadar cimri değildi.
- The old man was not as mean as he looked.
Tom her zaman Mary'ye karşı cimriydi.
- Tom was always mean to Mary.
Sorunun nasıl çözüleceği konusundaki fikrinizi duydum, ancak neyi kastettiğinizi örneklemenizi istemek zorunda kalacağım.
- I heard your idea on how to solve the problem, but I would have to ask you to exemplify what you mean.
Blog'un anlamı web günlüğüdür.
- Blog means web log.
YouTube videoları çok anlamsız.
- YouTube videos are very meaningless.
Tom niyetinin kabalaşmak olmadığını söyledi.
- Tom said that he didn't mean to be rude.
Tom kaba olmak istemedi.
- Tom didn't mean to be rude.
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
' Felsefe ' bilgelik sevgisi anlamına gelen Yunanca bir kelimedir.
- 'Philosophy' is a Greek word that means the love of wisdom.
Tom Mary'nin çirkin olduğunu söylemek istemediğinde ısrar etti.
- Tom insisted that he didn't mean to say that Mary was ugly.
Tonlama çok önemlidir. Anlamı tamamen değiştirebilir.
- Intonation is very important. It can completely change the meaning.
Yeni ve daha anlamlı bir gerçekliğe hoş geldin.
- Welcome to a new and more meaningful reality.
Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.
- Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
Fransızcada kuş anlamına gelen oiseau kelimesi, beş farklı sesli harf içeren en kısa kelimedir.
- The French word 'oiseau', meaning 'bird', is the shortest one to contain five different vowels.
Bu cümlenin çeşitli anlamları var
- This sentence has various meanings.
Bir tek anlam çok sayıda jestlerle ifade edilebilirken, bir jest birden fazla anlamlara sahip olabilir.
- One gesture may have multiple meanings, while a single meaning can be expressed by a number of gestures.
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
O, ifadenin tam anlamını açıkladı.
- He explained the literal meaning of the phrase.
Gururu böylesine ahlaksız bir şey yapmasına izin vermezdi.
- His pride wouldn't allow him to do such a mean thing.
En kısa sürede işi durdurmak zorunda olduğunu bir SMS aracılığıyla bildirdim.
- I reported to him by means of an SMS that he had to stop his work as soon as possible.
Öğretmen ne demek istediğini öğrencilere anlatmayı zor buldu.
- The teacher found it difficult to get his meaning across to the students.
Seninle her şey hoş, sensiz her şey boş.
- Anything is blissful with you. Nothing is meaningful without you.
Benim varlığım değersiz ve anlamsız.
- My existence is worthless and meaningless.
O sızıntıyı gidermeyi amaçlıyorum.
- I've been meaning to fix that leak.
My home life means a lot to me.
Man was not meant to question such things.
He's so mean. I've never seen him spend so much as five pounds on presents for his children.
In \frac{18}{27}=\frac23, the product of the means is 2\cdot27, and the product of the extremes is 18\cdot3. Both products are 54.
It was mean to steal the girl's piggy bank, but he just had to get uptown and he had no cash of his own.
I have declared in the causes what harm costiveness hath done in procuring this disease; if it be so noxious, the opposite must needs be good, or mean at least, as indeed it is .
Anone he meaned hym, and wolde have had hym home unto his ermytage.
Of these they have Base, Tenor, Countertenor, Meane, and Treble.
He hits a mean backhand.
Watch out for her, she's mean. I said good morning to her, and she punched me in the nose.
It must have been a mean typhoon that levelled this town.
It presents a sort of mean between speech and song, continually inclining towards the latter, never altogether leaving its hold on the former; it is speech, though always attuned speech, in passages of average interest and importance; it is song, though always distinct and articulate song, in passages demanding more fervid utterance.
The generalized power means include power means, certain Gini means, in particular the counter-harmonic means.
The word gugugu is meaningless in English.
All our efforts were ultimately meaningless.
... ends site on the parents kaisa meaning ...
... meaning I love you, Lady Gaga, ...