Dilsel güzelliğin gelişmiş algısı hâlâ onda eksik.
- A developed perception of linguistic beauty is still lacking in her.
Tarım, bölgenin en verimli alanlarında gelişmiştir.
- Agriculture is developed in the most fertile lands of the region.
İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.
- Primitive calculating machines existed long before computers were developed.
Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
- He developed his English skill while he was in America.