mathematics, science dealing with numbers and quantities and forms teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- math
- (Bilgisayar) matematiksel
Benim ülkemde, şok edici bir düzeyde matematiksel cehalet var.
-In my country, there is a shocking amount of mathematical ignorance.
Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.
-Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus.
- math
- matematik
Matematik dersi iyidir.
-The mathematics class is good.
O, İngilizce öğrettiği kadar matematik de öğretiyor.
-He teaches mathematics as well as English.
- math
- dili matematik math
- maths
- matematik
O, İngilizcenin yanı sıra matematik de öğretir.
-He teaches maths as well as English.
Ben İngilizceyi matematikten daha çok severim.
-I like English more than maths.
- math
- {k} mathematical, mathematician, mathematics
- maths
- i., İng., k.dili. matematik
- maths
- dili matematik
- math
- i., k. dili matematik
- math
- (isim) matematik [amer.]
- math
- {i} matematik [amer.]
- maths
- (isim) matematik [brit.]
- maths
- {i} matematik [brit.]