O benim iş arkadaşımdır.
- He is my working mate.
Tom ve ben ruh arkadaşlarıyız.
- Tom and I are soul mates.
Büyük yem, dostum, sekizde sekiz veriyorum.
- Great bait, mate, I rate eight out of eight.
Yorgun görünüyorsun dostum. Bence senin yazmaya ara vermen gerekiyor.
- You look exhausted, mate. I think you need to take a break from writing.
Bir kitap için materyal topluyor.
- She is collecting material for a book.
Mary bir materyalisttir.
- Mary is a materialist.
Giyim eşyasının hangi malzemelerden yapıldığını merak ediyorum.
- I wonder what materials the garment is made of.
Ağaçkakan, eşini besliyor.
- The woodpecker is feeding its mate.
Jeff No-Mates spends his evenings on the computer instead of going down the pub.
The pieces of the puzzle mate perfectly.
... the Bama Warren Buffett's mates as the human brain's a bit like the human egg ...