Yer çekimi herhangi iki kütle, herhangi iki organ ya da herhangi iki parçacık arasında olan bir çekim kuvvetidir.
- Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles.
Uygulama, vücut kütle indeks oranını hızlı bir şekilde hesaplamanı sağlıyor.
- The application allows you to quickly calculate the ratio of body mass index - BMI.
Bulut bir buhar kitlesidir.
- A cloud is a mass of vapor.
Seyirci kitlesi onu destekledi.
- The mass of the audience supported him.
Onlar Massachusetts'de istedikleri gibi yaşayabildiler.
- They were able to live as they wanted in Massachusetts.
Tom Boston, Massachusetts'de marangoz olarak çalıştı.
- Tom worked as a carpenter in Boston, Massachusetts.
Kitlesel medyaya asla inanma.
- Never believe the mass media.
Biz 6. kitlesel yok oluşun ortasındayız.
- We are in the midst of the 6th mass extinction.
Seri imalat birçok ürünün fiyatını düşürdü.
- Mass production reduced the price of many goods.
Bu bir toplu ayaklanmadır.
- This is a mass uprising.
Toplumun faydalı bir şey yapmadığına inanıyorsan, o zaman ayrıca kitle imhaya inanabilirsin.
- If you believe society hasn't made anything worthwhile, then you might believe also in mass destruction.
On binlerce insan soğuk ve yağmura rağmen Paskalya kutlamasında Papa Francis ile Dindar Kütleye katılmak için pazar sabahı Aziz Petrus Meydanında toplandı.
- Tens of thousands of people gathered in Saint Peter's Square on Sunday morning, despite the cold and the rain, to take part in Solemn Mass with Pope Francis in celebration of Easter.
Kütlesel sel, yerel ulaşım ağını felç etti.
- The massive flood paralyzed the local transportation network.
Aptal yığınlar Mandela'nın iyi bir adam olduğuna inanıyorlar.
- The dumb masses believe that Mandela was a decent man.
After all, muscle maniacs go ga ga over mass no matter how it's presented.
Can we this quote? Coleridge — But mass them together and they are terrible indeed.
A deep mass of continual sea is slower stirred to rage.
Night closed upon the pursuit, and aided the mass of the fugitives in their escape.
He had spent a huge mass of treasure.