Bilgili bir kişiyi dinlemek harika.
- It's marvellous to listen to a learned person.
Seninle tanışmak harikaydı.
- It was marvellous to meet you.
Onun harika bir mizah anlayaşı vardır.
- She has a marvelous sense of humor.
Paris'teki Picasso Müzesinde harika tablolar ve resimler var.
- In the Picasso Museum in Paris, there are marvelous paintings and drawings!
Fevkalade vakit geçireceksin.
- You'll have a marvelous time.
Alternatiflerin yokluğu zihni hayret verici bir şekilde temizler.
- The absence of alternatives clears the mind marvelously.
Öğretmen benim yanıtıma hayret etti.
- The teacher marvelled at my response.
Onun harika olduğunu düşündüm.
- I thought it was marvelous.
Bu kadar harika bir kentte yaşamayı seviyorum.
- I love living in this marvellous town.
Alternatiflerin yokluğu zihni hayret verici bir şekilde temizler.
- The absence of alternatives clears the mind marvelously.
Hikaye hayret verici olaylarla doluydu.
- The story was full of marvelous happenings.
Dün gece harikulade bir vakit geçirdim.
- I had a marvelous time last night.
I went to a marvellous party last week.