marka teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- brand
Tom claims that he can taste the difference between these two brands of salt.
-Tom bu iki tuz markası arasındaki farkı tadabileceğini iddia ediyor.
What's your favorite brand?
-Senin en sevdiğin marka nedir?
- trademark
I think that is his trademark.
-Bunun onun ticari markası olduğunu düşünüyorum.
The depiction violated a company's registered trademark.
-Betimleme, bir şirketin tescilli ticari markasını ihlal etti.
- token
- mark
- trade-mark
- (Ticaret) trade mark
- ticket
- (Denizbilim) tag
- (Tıp,Ticaret) trade name
- cipher
- stencil
- marque
- token (used in lieu of money)
- identification mark
- chop
- initials, initialing; name tag (sewn into a garment)
- trademark (of a manufacturer); brand, make (of a manufactured item)
- chip
- (written, stamped, or molded) mark, sign
- check
- jetton
- (bird) band; tag (on an animal)
- title
- (Hukuk) brand, nationality mark
- initials
- stamp
- make, mark, brand; ticket, counter
- imprint
- brand name
Mary doesn't want to wear expensive brand name clothes.
-Mary pahalı marka kıyafetler giymek istemiyor.
You get a discount if you buy two pairs of brand name shoes.
-Eğer iki çift marka ayakkabı alırsan indirim alırsın.
- make
What make is your car? It is a Ford.
-Araban hangi markadır? O bir Forddur.
I have a watch of Japanese make, which keeps very good time.
-Japon marka bir saatim var. Çok dakiktir.
- marking
- counter
- brand-name
- to brand
- branding
- marka adı
- (Ticaret) brand-name
- marka bağımlılığı
- (Ticaret) brand loyalty
- marka bilinirliği
- (Ticaret) brand recognition
- marka değiştirme
- (Ticaret) rebranding
- marka etiketi
- (Tekstil) main label
- marka genişletme
- (Ticaret) brand extension
- marka iletişimi
- (Ticaret) brand communication
- marka ismi
- (Ticaret) brand name
- marka işareti
- (Ticaret) brand mark
- marka kiralama
- (Ticaret) franchising
- marka kişiliği
- (Reklam) brand personality
- marka konumlandırma
- (Reklam) brand positioning
- marka koymak
- label
- marka kullanım hakkı
- (Kanun) franchise agreements
- marka mimarisi
- (Reklam) brand architecture
- marka olmak
- (Ticaret) brand
- marka pazarlama
- brand marketing
- marka sahibi
- (Politika, Siyaset) proprietor
- marka tanınırlığı
- (Ticaret) brand recognition
- marka tescili
- trademark registration
- marka çalışması
- (Ticaret) branding
- marka kalıbı
- stencil
- marka bilinirliği
- Brand awareness
- marka olma
- to brand
- marka vekili
- patent representative
- marka vekili
- trademark representative
- marka ayrımlaşması
- (Reklam) brand differentiation
- marka aşinalığı
- brand familiarity
- marka basmak
- stencil
- marka bilincine sahip piyasa
- (Ticaret) brand conscious market
- marka bilincine sahip piyasa
- (Ticaret) brand concious market
- marka bütünlüğü
- (Ticaret) brand integrity
- marka devir belgesi
- (Kanun) trademark assignment
- marka değiştirmek
- rebrand
- marka hakkına tecavüz
- trademark infringement
- marka işaretli
- (Ticaret) branded
- marka kanunu antlaşması
- trademark law treaty
- marka kararı süreci
- (Ticaret) brand decision process
- marka kaybı
- (Denizbilim) tag loss
- marka konumu
- (Reklam) brand position
- marka lideri
- (Ticaret) brand-leader
- marka lisansları
- trademark licenses
- marka lisansı
- (Ticaret) brand licensing
- marka suistimali
- (Ticaret) brand abuse
- marka tavrı
- (Reklam) brand attitude
- marka tescil
- (Ticaret) brand registry
- marka tescil
- (Ticaret) principal register
- marka yaratmak
- create a brand
- marka yönetimi
- brand management
- marka ısrarı
- (Ticaret) brand insistence
- ulusal marka
- (Ticaret) national brand
- markalar
- marks
- markalar
- trade marks
- tescil edilmiş marka
- (Ticaret) registered trademark
- yıllık marka
- year mark
- belli bir marka içki satan bar
- tied house
- evrensel marka oluşturma
- (Ticaret) global branding
- jordan marka konik rifayner
- (Matbaacılık, Basımcılık) jordan refiner
- kaliteli marka
- quality brand
- kazık marka
- pricey, pricy
- kazık marka
- slang outrageously expensive
- kazık marka olmak
- to cost an arm and a leg
- külüstür marka
- (Konuşma Dili) old and beat-up looking; dilapidated; worthless (vehicle, piece of equipment)
- müseccel marka
- registered trademark
- müseccel marka
- registered trade mark
- ne marka porto şaraplarınız var
- What brands of port do you have
- pop-ap marka
- (Denizbilim) pop-up tag
- tescilli marka
- (Ticaret) registered mark
- tescilli marka
- registered trademark
- tescilli ticari marka
- registered trade mark
- ticari marka
- trademark
The depiction violated a company's registered trademark.
-Betimleme, bir şirketin tescilli ticari markasını ihlal etti.
I think that is his trademark.
-Bunun onun ticari markası olduğunu düşünüyorum.
İlgili Terimler
marka teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- Bir ticari malı, herhangi bir nesneyi tanıtmaya veya benzerinden ayırmaya yarayan özel isim veya işaret
- özelişaret
- Bilet, para yerine kullanılan metal veya başka şeyden parça
- Resim veya harfle yapılan işaret
- özel işaret
- kazık marka
- Çok pahalı
- çarliston marka
- Yeni icat, az bulunur, antika