The beauty of the scenery is beyond description.
- Manzaranın güzelliği kelimelerle anlatılamaz.
I was deeply impressed by the scenery.
- Manzaradan derinden etkilendim.
Situated on a hill, his house commands a fine view.
- Onun bir tepenin üzerinde yer alan evinin güzel bir manzarası var.
This is the finest view I have ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en iyi manzara.
The landscape is unfamiliar to me.
- Manzara bana tanıdık değil.
He addressed my full attention to the landscape outside.
- Bütün dikkatimi dışarıdaki manzaraya yöneltti.
The scene of the car accident was a horrifying sight.
- Araba kazası olay yeri korkunç bir manzaraydı.
The scenery was too beautiful for words.
- Manzara kelimelerle anlatılamayacak kadar çok güzeldi.
What a beautiful sight!
- Ne güzel bir manzara!
You should see the sight.
- Manzarayı görmelisin.
There are many scenic places in Xinjiang.
- Xinjiang'ta birçok manzaralı yer var.
Japan is famous for her scenic beauty.
- Japonya manzara güzelliğiyle ünlüdür.
It's a spectacle you won't forget.
- Bu unutmayacağın bir manzara.
He took a picture of the beautiful landscape.
- Güzel manzaranın bir resmini çekti.
The landscapes of Provence are very picturesque.
- Provence manzaraları resmedilmeye değerdir.
The hotel has a good prospect.
- Otelin güzel bir manzarası var.