They said she would enter a convent.
- Onlar onun bir manastıra gireceğini söyledi.
Mary lived in a convent for a few months.
- Mary birkaç ay manastırda yaşadı.
They visited the monastery gardens.
- Onlar manastır bahçelerini ziyaret etti.
We stopped at the monastery and went inside.
- Biz manastırda durduk ve içeri girdik.