Yeni bir bisiklet almayı göze alamıyorum, bu yüzden bu eski bisikletle idare etmek zorunda kalacağım.
- I can't afford to buy a new bike, so I'll have to manage with this old one.
Bir işi yönetmek için yeterli yeteneğe sahip.
- He has enough ability to manage a business.
O kızgın olduğunda karısı onu nasıl yöneteceğini bilir.
- His wife knows how to manage him when he gets angry.
Sahipler, onu yönetici olarak atadılar.
- The owners appointed him manager.
Bunu nasıl idare ettiler?
- How did they manage that?
Tom tüm parasını Mary ve babasının idare ettiği şirkete yatırdı.
- Tom invested all his money in the company that Mary and her father managed.
Müdür olmak istemiyorum.
- I don't want to be the manager.
Sanırım bir müdür olmak için gereken şeylere sahibim.
- I think I have what it takes to be a manager.
Onu yapmak için zaman bulmayı nasıl başarıyorlar?
- How do they manage to find time to do that?
Bunu yapmak için zaman bulmayı nasıl başarıyorsunuz?
- How do you manage to find time to do that?
He managed to climb the tower.
The most vnruly, and the boldest boy, / That euer warlike weapons menaged .
the winged God himselfe / Came riding on a Lion rauenous, / Taught to obay the menage of that Elfe .