The caddie carried his golf clubs.
- Malzemeci golf kulüplerini taşıdı.
This material is not suitable for a dress.
- Bu malzeme bir elbise için uygun değildir.
This material stretches easily.
- Bu malzeme kolayca esner.
The shoes were made of some soft stuff that looked like leather.
- Ayakkabılar, deriye benzeyen yumuşak bir malzemeden yapıldı.
Tom picked up his stuff and walked out the door.
- Tom malzemesini aldı ve kapıdan dışarı çıktı.
The king, convinced, told the tailors to prepare the outfit, but he also couldn't see this material.
- Kral, ikna oldu, terzilere kıyafet hazırlamalarını söyledi ama bu malzemeyi de göremedi.
Salt is an indispensable ingredient for cooking.
- Tuz, pişirme için zaruri bir malzemedir.
Mary mixed the ingredients to make a cake.
- Mary bir pasta yapmak için malzemeleri karıştırdı.
They sell sporting goods.
- Onlar spor malzemeleri satıyorlar.
Building materials are expensive now.
- İnşaat malzemeleri şimdi pahalıdır.
We got all the materials together.
- Bütün malzemeleri toparladık.
Please ask the secretary to stock the office supplies in the storage room.
- Lütfen sekreterden ofis malzemelerini, depo odasına stok etmesini isteyin.
This product is both a floor polish and a dessert topping.
- Bu ürün hem bir zemin cilası hem de bir tatlı kaplama malzemesidir.
What's your favorite pizza topping?
- Favori pizza malzemen nedir?
Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
- Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.