malzeme teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- material
This material stretches easily.
- Bu malzeme kolayca esner.
We got all the materials together.
- Bütün malzemeleri toparladık.
- utensil
- stuff
Tom picked up his stuff and walked out the door.
- Tom malzemesini aldı ve kapıdan dışarı çıktı.
The shoes were made of some soft stuff that looked like leather.
- Ayakkabılar, deriye benzeyen yumuşak bir malzemeden yapıldı.
- ingredient
Salt is an indispensable ingredient for cooking.
- Tuz, pişirme için zaruri bir malzemedir.
Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
- Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
- goods
They sell sporting goods.
- Onlar spor malzemeleri satıyorlar.
- supply
- (Ticaret) materials
We get the materials from Malaysia.
- Malzemeleri Malezya'dan alırız.
Building materials are expensive now.
- İnşaat malzemeleri şimdi pahalıdır.
- fragile
- (Tıp) device
- provisions
- requisite
- furnishing
- stock
Please ask the secretary to stock the office supplies in the storage room.
- Lütfen sekreterden ofis malzemelerini, depo odasına stok etmesini isteyin.
- material, supplies, necessaries; equipment; ingredients
- necessaries
- makings
- instruments
- topping
What's your favorite pizza topping?
- Favori pizza malzemen nedir?
This product is both a floor polish and a dessert topping.
- Bu ürün hem bir zemin cilası hem de bir tatlı kaplama malzemesidir.
- materiel
- hardware
- material; equipment; ingredients
- apparatus
- findings
- outfit
The king, convinced, told the tailors to prepare the outfit, but he also couldn't see this material.
- Kral, ikna oldu, terzilere kıyafet hazırlamalarını söyledi ama bu malzemeyi de göremedi.
- kit
Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
- Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
- furniture
- turnout
- making
- malzemeler
- materials
We got all the materials together.
- Bütün malzemeleri toparladık.
A crane raises heavy construction materials.
- Bir vinç ağır inşaat malzemelerini kaldırır.
- malzeme (pizza vb)
- topping
- malzeme (pizza)
- topping
- malzeme bilgileri
- (İnşaat) materials science
- malzeme bilimi
- materials science
- malzeme grubu
- (Askeri) assemblage
- malzeme hasarı
- (Ticaret) material damage
- malzeme ihtiyacı
- (Teknik,Ticaret) material requirement
- malzeme listesi
- material list
- malzeme maliyeti
- (Ticaret) material cost
- malzeme müdürü
- (Askeri) item manager
- malzeme verenler
- (Ticaret) suppliers
- malzeme yönetimi
- (Askeri) material management
- malzeme yönetimi
- (Askeri) materiel management
- malzeme listesi
- bill of material
- malzeme ömrü
- (Endüstri) Material life
- Malzeme Hazırlılık Destek Teşkilatı
- (Askeri) Materiel Readiness Support Agency
- Malzeme İntikal ve Dağıtım Öncelik Sistemi
- (Askeri) uniform material movement and issue priority system
- malzeme aktarımı
- (Ticaret) materials handling
- malzeme ambarı
- stock room
- malzeme bilgisi
- (Askeri) materiel cognisance
- malzeme boşaltma
- (İnşaat) material handling
- malzeme dayanımı
- (Çevre) strength of materials
- malzeme deposu
- (Ticaret) material store
- malzeme dolabı
- locker
- malzeme döküntüsü
- (İnşaat) material debris
- malzeme giderleri
- (İnşaat) material costs
- malzeme hatası
- (Teknik,Ticaret) material defect
- malzeme hatası
- structural defect
- malzeme kalitesi
- quality of material
- malzeme kontrol teçhizatı
- (Askeri) materials handling equipment
- malzeme kontrolü
- (Askeri) materiel control
- malzeme kontrolü
- (Teknik,Ticaret) material control
- malzeme kullanımı
- outfit use
- malzeme kutusu
- accessory box
- malzeme miktarı
- material quantity
- malzeme mühendisi
- (İnşaat) material engineer
- malzeme ocağı
- borrow pit
- malzeme sağlamak
- outfit
- malzeme tanıma
- (Askeri) materiel cognisance
- malzeme tanımı
- material designation
- malzeme taşıma
- material handling
- malzeme tedariki
- material acquisition
- malzeme teslimi
- (Askeri) materials handling
- malzeme testi
- tests of materials
- malzeme torbası
- catch-all
- malzeme yayıcı
- material spreader
- malzeme yönetim merkezi
- (Askeri) materiel management center
- malzeme yükleme
- material handling
- malzeme yığını
- stocks of material
- manyetik malzeme
- magnetic material
- malzemeler
- ingredients
If you don't have good ingredients, you can't make good food.
- İyi malzemeleriniz yoksa, iyi yemek yapamazsınız.
The key to cooking good food is using high-quality, fresh ingredients.
- Güzel yemek pişirmenin püf noktası, kaliteli ve taze malzemeler kullanmaktır.
- aktif malzeme
- (Çevre) active material
- hileli malzeme
- fraudulent material
- iade malzeme
- (Askeri) returned material
- karma malzeme
- (İnşaat) composite
- kompozit malzeme
- (Askeri) composite material
- ordu tipi malzeme
- (Askeri) adopted types
- ordu tipi malzeme kalemleri
- (Askeri) adopted items of material
- referans malzeme
- (Ticaret) reference material
- sarf malzeme
- consumables
- standart malzeme
- (Askeri) standard item
- tehlikeli malzeme
- (Askeri) hazardous material
- tıbbi malzeme
- medical equipment
- yedek malzeme
- (Politika, Siyaset) spare part
- amerikan malzeme ve test derneği
- American Society for Testing Materials
- amerikan malzeme ve test derneği
- ASTM
- tüvenan malzeme
- (İnşaat) Excavated meterial
- Birleşik Devletler (US) Kara Kuvvetleri Tıbbi Araştırma Ve Malzeme Komutanlığı
- (Askeri) US Army Medical Research and Materiel Command
- Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri Malzeme Komutanlığı
- (Askeri) United States Army Materiel Command
- Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri Tıbbi Araştırma ve Malzeme Komutanlığı
- (Askeri) US Army Medical Research and Materiel Command
- Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri Tıbbi Malzeme Dairesi
- (Askeri) United States Army Medical Materiel Agency
- Deniz Piyade Malzeme Komutanlığı
- (Askeri) Marine Corps Materiel Command
- Deniz kuvvetleri malzeme ulaştırma ofisi
- (Askeri) Navy material transportation office
- Füze/Hava Hedefi Malzeme Programı
- (Askeri) Missiles/Air Target Materials Program
- Hava Kuvvetleri Malzeme Komutanlığı
- (Askeri) Air Force Materiel Command
- Hava indirme görev komutanı; Hava Hareket Komutanlığı; Kara Kuvvetleri Malzeme K
- (Askeri) airborne mission commander; Air Mobility Command; Army Materiel Command
- Müşterek Malzeme Öncelikleri ve Dağıtma Kurulu
- (Askeri) Joint Materiel Priorities and Allocation Board
- Müşterek Malzeme İdare Merkezi
- (Askeri) Joint Material Management Center
- Tehlikeli Malzeme Bilgi Sistemi
- (Askeri) Hazardous Material Information System
- ana malzeme
- source material
- artık malzeme
- waste material
- artık malzeme
- surplus material
- askeri malzeme deposu
- ordnance depot
- basılı malzeme
- printed matter
- basılı malzeme gönderme posta ücreti ne kadar
- What's the postage on printed matter
- belirli türde mal veya malzeme satan kimse
- chandler
- birincil referans malzeme
- (Ticaret) primary reference material
- birleşik etkili askeri malzeme
- (Askeri) combined effects munition
- birleştirilmiş malzeme yönetimi
- (Askeri) integrated materiel management
- devlet Malzeme Ofisi
- the State Procurement and Supply Office
- endirekt malzeme masrafı
- (Ticaret) indirect material cost
- engelleyici malzeme
- (Gıda) barrier material
- genel malzeme desteği; Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT); muhabere arayüz kabin
- (Askeri) common item support; Commonwealth of Independent - States; communications interface shelter
- gerekli asgari malzeme
- (Askeri) minimum essential equipment
- gerekli malzeme miktarı
- (Çevre) significant quantity
- gevrek malzeme
- (İnşaat) britte material
- harekat alanı tıbbi malzeme yönetim merkezi
- (Askeri) theater medical materiel management center
- harekat sahasında müşterek toplam malzeme görüşü
- (Askeri) joint total asset visibility-in theater
- ikinci derecede ana malzeme
- (Askeri) major secondary item
- iletken malzeme
- conductive material
- killi malzeme
- argillaceous material
- kombine malzeme
- (Askeri) major combination
- komple malzeme
- (Askeri) major item
- komple malzeme
- (Askeri) major combination
- komple malzeme durum raporu
- (Askeri) major item status report
- komple seferi sıhhi malzeme
- (Askeri) major medical assemblage
- kritik malzeme listesi
- (Askeri) critical item list
- kusurlu malzeme
- defective material
- kötü malzeme ile ev yapan inşaatçı
- jerry builder
- kötü malzeme ile inşaa edilmiş
- jerry-built
- küresel nakliye idaresi; devletin tedarik ettiği malzeme
- (Askeri) global freight management; government-furnished material
- malzemeler
- plant
- malzemeler
- necessaries
- malzemeler
- utensils
- müşterek ele geçirilmiş malzeme kullanım merkezi
- (Askeri) joint captured materiel exploitation center
- müşterek personel malzeme görüşü
- (Askeri) joint personnel asset visibility
- müşterek toplam malzeme görüşü
- (Askeri) joint total asset visibility
- plastik malzeme
- plastic material
- refrakter malzeme
- refractory material
- savunulan malzeme listesi
- (Askeri) defended asset list
- seramik kompozit malzeme
- (Askeri) ceramic composite material
- seramik tabanlı karma malzeme
- (İnşaat) ceramic matrix composite
- seri lot malzeme takibi
- (Askeri) serial-lot item tracking
- silisli malzeme
- siliceous material
- stabilize malzeme
- stabilized material
- tamir edilebilir malzeme
- (Askeri) repairable item
- tarımsal malzeme ve araç sübvansiyonları
- (Hukuk) input subsidies
- termik ışıldamalı malzeme
- (Çevre) thermoluminescent material
- teşkilat ve malzeme değişiklik tabloları
- (Askeri) modified table of organization and equipment
- teşkilat ve malzeme kadrosu
- (Askeri) table of organization and equipment
- toksik malzeme
- (Kimya) toxic material
- yapay malzeme
- (Tekstil) artificial material
- yorganlık malzeme
- quilting
- çiftleştirmeye yarayan malzeme
- (Hukuk) propagating material
- çorbalık malzeme
- soupmix
- önceden mevzilendirilmiş harp yedeği malzeme stoğu
- (Askeri) pre-positioned war reserve materiel stock