makyajcı

listen to the pronunciation of makyajcı
Türkçe - İngilizce
make-up artist
A person who creates makeup and prosthetics for theatrical, television, film, fashion, magazines and similar productions
artist who does makeup for movies or theatrical productions
makyaj
make up

Can you wait until I make up my face? - Makyaj yapana kadar bekler misin?

She knows how to make up. - Makyaj yapmayı bilir.

makyaj
{i} paint

Most women are not so young as they are painted. - Çoğu kadın makyajlı oldukları kadar genç değil.

He had his wife painted. - O, karısına makyaj yaptırdı.

makyaj
makeup

Even when she's not wearing makeup, she's very beautiful. - O, makyaj yapmadığı zaman bile, o çok güzeldir.

I think Mary is too young to wear makeup. - Bence Mary makyaj yapmak için çok genç.

makyaj
{i} toilet
makyaj
make-up

A little make-up worked wonders with her. - Birazcık makyaj onda harikalar yarattı.

I've got to take a make-up test. - Bir makyaj testi yaptırmam lazım.

Türkçe - Türkçe
Makyaj yaparak geçimini sağlayan kimse, düzgüncü
makyöz
makyaj
İyi görüntü sağlamak, belli bir tipi yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve başka organlarında yapılan boyama ve değişmeler
makyaj
Yüzü güzelleştirmek için boyama, yüz boyama, yüz bakımı, düzgün. İyi görüntü sağlamak, belli bir tipi yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve başka organlarında yapılan boyama ve değişmeler
makyaj
Yüzü güzelleştirmek için boyama, yüz boyama, yüz bakımı, düzgün
makyajcı