Projeyi tamamlamak için daha çok zaman ayırmamız gerektiğini söylediğinde Tom'un kesinlikle bir fikri vardı.
- Tom certainly had a point when he said we should allow more time to complete the project.
Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
- He needed more time to complete the task.
Tamamen işine dalmıştı.
- He was completely absorbed in his work.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were completely meaningless.
Eksiksiz bir şiir, bir duygunun düşünceyi ve düşüncenin kelimeleri bulduğu yerdir.
- A complete poem is one where an emotion finds the thought and the thought finds the words.
Sami polislere eksiksiz bir sahte hikaye anlattı.
- Sami told cops a complete fake story.
Numarayı tamamıyle unuttum.
- I completely forgot the number.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
- My uncle has completely recovered from his illness.
Hepsi bununla tamamlandı.
- All is completed with this.
İş yarım saatten az bir sürede tamamlandı.
- The work was completed in under half an hour.
Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
- He needed more time to complete the task.
Yazdan önce onu tamamlamalıydım.
- I should have completed it before summer.
Yeni Tokaido Hattı 1964 yılında tamamlanmıştır.
- The New Tokaido Line was completed in 1964.
Yeni demiryolu henüz tamamlanmış değildir.
- The new railway is not completed yet.