make a point of doing something; act purposefully and intentionally

listen to the pronunciation of make a point of doing something; act purposefully and intentionally
İngilizce - Türkçe

make a point of doing something; act purposefully and intentionally teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

make sure
tahkik etmek
make sure
unutmamak
make sure
garantiye almak
make sure
garantilemek
make sure
sağlam kazığa bağlamak
make sure
(deyim) güvence vermek
make sure
(deyim) inandırmak
make sure
emin ol

Onun evde olup olmadığından emin olmalıyım. - I must make sure whether he is at home or not.

Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer. - One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.

make sure
-dan emin olmak, -i sağlama almak, -i temin etmek
make sure
emin olmak, sağlama almak, temin etmek, unutmamak, bakmak, sağlama bağlamak
make sure
emin olmak

Tom Mary'nin hâlâ uyuduğundan emin olmak için kontrol etti. - Tom checked to make sure Mary was still sleeping.

Tom kilitli olduğundan emin olmak için kapısını iki kez kontrol etti. - Tom double-checked his door to make sure it was locked.

make sure
kontrol etmek, bakmak
make a point
cevabı yapıştırmak
make a point
taşı gediğine koymak
make a point
mim koymak
make sure
emin olmak için gerekeni yapmak: Make sure the door is locked! Kapıyı kontrol et!/Kapı kilitli mi, bir bak! Make sure he doesn't come! Ne
İngilizce - İngilizce
make sure
make a point
make a point of doing something; act purposefully and intentionally