Kaldırım iyi korunmuştur.
- The sidewalk is well maintained.
Kaldırım iyi korunmuştur.
- The sidewalk is well maintained.
O ülkeler yirmi yıldır barışı koruyorlar.
- Those countries have maintained peace for twenty years.
Kadınlar kişisel ilişkileri sürdürmek için konuşmayı kullanırlar.
- Women use talking to maintain personal relationships.
Bir arkadaşlığı sürdürmek için, karşılıklı sevgi olmalı.
- To maintain a friendship, there must be mutual affection.
O kravata bakım yapmak önemlidir.
- Maintaining that tie is important.
Kullanımda farklılıklar var.
- There are differences in usage.
Ne yazık ki, Türkiye'deki MacBook kullanımı çok sınırlıdır.
- Unfortunately, the usage of MacBooks is very limited in Turkey.
Dan tüm dava boyunca masumiyetini korudu.
- Dan maintained his innocence all along the lawsuit.
O, arabasını iyi korur.
- He maintains his car well.
Bu yolu korumak için kimlerin sorumlu olduğunu bulmaya çalışıyordum.
- I've been trying to find out who is responsible for maintaining this road.
Kendi vücut ısılarını korumak için birbirlerine yapıştılar.
- They were stuck together to maintain their own body heat
Sami'nin arka bahçesi titizlikle muhafaza edildi.
- Sami's backyard was meticulously maintained.
Bay Jones, İngiliz ve Amerikan kullanımları arasındaki nüanslara çok duyarlıdır.
- Mr Jones is very sensitive to the nuances of English and American usage.
Ne yazık ki, Türkiye'deki MacBook kullanımı çok sınırlıdır.
- Unfortunately, the usage of MacBooks is very limited in Turkey.
The house had a neat, well-maintained garden in front.
They maintained the house, the land, and the shed out back.
he wente oute of hys ermytaige for to maynteyne his nevew ayenste the myghty erle.