Birinin ününü sürdürmek zordur.
- It is hard to maintain one's reputation.
Bir arkadaşlığı sürdürmek için, karşılıklı sevgi olmalı.
- To maintain a friendship, there must be mutual affection.
O kravata bakım yapmak önemlidir.
- Maintaining that tie is important.
Bizim odakları korumamız gerekiyor.
- We need to maintain focus.
Tüm insanlar sağlıklı ve kültürlü yaşam minimum standartlarını koruma hakkına sahip olacaktır.
- All people shall have the right to maintain the minimum standards of wholesome and cultured living.
Kendi vücut ısılarını korumak için birbirlerine yapıştılar.
- They were stuck together to maintain their own body heat
Bu yolu korumak için kimlerin sorumlu olduğunu bulmaya çalışıyordum.
- I've been trying to find out who is responsible for maintaining this road.
Sami'nin arka bahçesi titizlikle muhafaza edildi.
- Sami's backyard was meticulously maintained.
he wente oute of hys ermytaige for to maynteyne his nevew ayenste the myghty erle.