Onun esas ilgisi tarihtedir.
- His main interest is in history.
Martılar esas olarak kıyı kuşlarıdır.
- Seagulls are mainly coastal birds.
Hinduizm Hindistan'daki başlıca dindir.
- Hinduism is the main religion in India.
Tom'un başlıca başarıları nedir?
- What are Tom's main achievements?
Asıl sorun ne zaman başlanacağıdır.
- When to start is the main problem.
Para kazanmak hayatındaki asıl amaçtır.
- Making money is his main purpose in life.
İngilizcede dilin sekiz ana bölümü vardır:isim,fiil,sıfat,zarf,zamir,edat,bağlaç ve son olarak ünlem.
- In English there are eight main parts of speech: noun, verb, adjective, adverb, pronoun, preposition, conjunction and finally interjection.
İranlılar ana yemeği yoğurt ile yerlerdi.
- Iranians used to eat main meal with yoghurt.
Onun başarısızlığı çoğunlukla dikkatsizliği yüzündendi.
- His failure was mainly due to carelessness.
Hinduizm Hindistan'daki başlıca dindir.
- Hinduism is the main religion in India.
Turun ortasında onlar ana gruptan ayrıldılar.
- In the middle of the tour, they became separated from the main group.
Endişelendiğim en önemli şey endişeli olmadığımdır.
- The main thing I'm worried about is that I'm not worried.
Ülkenin temel sosyal sorunu yoksulluk.
- The country's main social problem is poverty.
Bütün boşanmalarının temel nedeni evliliktir.
- Marriage is the main cause of all divorces.
Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum.
- I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.
Birinin ününü sürdürmek zordur.
- It is hard to maintain one's reputation.
Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur.
- The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.
Küçük çatal salata için ve büyük olan ana yemek içindir.
- The small fork is for your salad, and the large one is for the main course.
Başlangıç yemeğinden sonra ana yemek gelir.
- After the entrée comes the main dish.
Ana yemekten sonra tatlı gelir.
- After the main dish comes the dessert.
Ana hat Boston'dan geçiyor.
- The main line runs through Boston.
Hatırladığım kadarıyla, Tom'un evi ana yoldan biraz daha uzak.
- As I recall, Tom's house is a little farther in from the main road.
Onun ana yolda bir dükkânı var.
- He has a store on the main road.
Otistik insanların yalnızca yaklaşık yüzde 15'i işgücündedir, başlıca nedeni insanların onlar hakkındaki büyük peşin hükümleridir.
- Only about 15 per cent of people with autism are in the workforce, mainly because people are so judgemental about them.
Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
- Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
Dinleyiciler çoğunlukla öğrencilerden oluşuyordu.
- The audience consisted mainly of students.
Uzmanlar, insanlar daha fazla ödemeye istekli olduğu için kahve fiyatlarının daha çok arttığını söylüyorlar.
- Experts say coffee prices are rising mainly because people are willing to pay more.
Daha çok şeyler hakkında aynı hisleri paylaşıyor gibi göründüğümüzden onunla anlaşmaya vardım.
- I got together with her mainly because we seemed to share the same feelings about things.
Şurası, bu şehrin ana caddesidir.
- That is the main street of this city.
Postane ana caddeden uzak.
- The post office is just off the main street.
Alzheimer hastalığı çoğunlukla 60 yaşından fazla olan insanları etkiler.
- Alzheimer's disease affects mainly people older than 60 years.
Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
- Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
Tashtego's long, lean, sable hair, his high cheek bones, and black rounding eyes --all this sufficiently proclaimed him an inheritor of the unvitiated blood of those proud warrior hunters, who, in quest of the great New England moose, had scoured, bow in hand, the aboriginal forests of the main.
In a diagonal matrix, non-zero elements appear only on the main diagonal.
2007: A bright idea from a community workshop last year has led to a new look for South Grafton's 'main drag', Skinner Street. — Clarence Valley Council media release Bright Future for Skinner Street Retailers, 19 January 2007.
2005: Market lower: bank stocks were the main drag. — Australian Broadcasting Commission news online, stock market report summary, 25 November 2005.
As Moody says of his main man, Diz influenced me from every standpoint. He was a friend, a father, a confidante, just everything to me.
But oh! shipmates! on the starboard hand of every woe, there is a sure delight; and higher the top of that delight, than the bottom of the woe is deep. Is not the main-truck higher than the kelson is low?.
Mainly they all attonce vpon him laid, / And sore beset on euery side around .
I plugged it into the mains and it blew up!.
... main interest of this building lies in its which these complicate with arab ...
... I don't think the articles are our main product. ...