We now have all the evidence we need to convict Tom Jackson.
- Şu anda Tom Jackson'u mahkûm etmek için ihtiyacımız olan tüm kanıta sahibiz.
Tom has at least one conviction for drunken driving.
- Tom'un sarhoşken araba sürmekten en az bir mahkumiyeti var.
It is better to risk saving a guilty man than to condemn an innocent one.
- Masum birini mahkum etmektense suçlu bir adamı kurtarmayı göze almak daha iyidir.
There wasn't enough evidence to convict him of the crime.
- Onu mahkûm etmek için suçla ilgili yeterli kanıt yoktu.
We now have all the evidence we need to convict Tom Jackson.
- Şu anda Tom Jackson'u mahkûm etmek için ihtiyacımız olan tüm kanıta sahibiz.
Tom was confined to a bed for three months.
- Tom üç ay boyunca bir yatağa mahkûm edildi.
He is confined to bed now.
- O, şimdi yatağa mahkûm.
He was convicted of murder.
- O, cinayetten mahkûm edildi.
The convicted drug dealer was willing to comply with the authorities to have his death sentence reduced to a life sentence.
- Mahkûm uyuşturucu satıcısı ölüm cezasını ömür boyu hapis cezasına düşürtmek için yetkililere boyun eğmeye istekliydi.
Society is an insane asylum run by the inmates.
- Toplum, mahkumlar tarafından işletilen bir akıl hastanesidir.
Many inmates on death row say they don't want to die.
- Ölüm hücresindeki birçok mahkum ölmek istemediğini söylüyor.
The prisoner was released.
- Mahkûm serbest bırakıldı.
The prisoner was behind bars for two months.
- Mahkûm iki aydır parmaklıklar arkasındaydı.
We now have all the evidence we need to convict Tom Jackson.
- Şu anda Tom Jackson'u mahkûm etmek için ihtiyacımız olan tüm kanıta sahibiz.
There wasn't enough evidence to convict him of the crime.
- Onu mahkûm etmek için suçla ilgili yeterli kanıt yoktu.
Tom was confined to a bed for three months.
- Tom üç ay boyunca bir yatağa mahkûm edildi.
He is confined to bed now.
- O, şimdi yatağa mahkûm.