Tom didn't want to live in the cave anymore, but he had no choice.
- Tom artık mağarada yaşamak istemiyordu fakat seçimi yoktu.
Tom was too afraid to enter the cave.
- Tom mağaraya giremeyecek kadar çok korkuyordu.
They're either in the shed or in the den.
- Onlar ya barakada ya da mağarada.
I found this in the cavern.
- Ben bunu mağarada buldum.
A dragon lives inside the cavern.
- Bir ejderha mağarada yaşar.
It's pitch black inside the cave.
- Mağaranın içi zifiri karanlık.