Tom hummed a tune to himself as he did the washing up.
- Tom, bulaşık yıkadığı zaman kendi kendine bir melodi mırıldandı.
Tom mumbled something under his breath.
- Tom nefesinin altında bir şeyler mırıldandı.
Tom mumbled something in French.
- Tom Fransızca bir şey mırıldandı.
He's mumbling something.
- O bir şey mırıldanıyor.
Tom started mumbling.
- Tom mırıldanmaya başladı.
The shy boy murmured his name.
- Utangaç erkek çocuğu adını mırıldandı.
He brought his lips close to her ear and murmured: I love you.
- O, dudaklarını onun kulağına yaklaştırdı ve mırıldandı: Seni seviyorum.
Jose muttered the answer to the question asked by the teacher.
- Jose öğretmen tarafından sorulan soruya cevabı mırıldandı.
She's muttering something.
- O, bir şey mırıldanıyor.