Tom is sitting next to the jukebox.
- Tom, müzik kutusunun yanında oturuyor.
Tom put some money in the jukebox.
- Tom müzik kutusuna biraz para koydu.
Much to my delight, Mary brought me a music box from Boston as a gift.
- Benim için büyük zevk, Mary bana Boston'dan bir hediye olarak bir müzik kutusu getirdi.
What's playing at the Music Box Theater?
- Müzik Kutusu Tiyatrosunda ne oynuyor?
Tom and Mary are sitting at a table over near the jukebox.
- Tom ve Mary Paralı müzik kutusunun yanında bir masada oturuyorlar.