They disputed the ownership of the land for years.
- Onlar yıllarca toprak mülkiyetini tartıştı.
He renounced the ownership of the land.
- Arazinin mülkiyetinden vazgeçti.
You are not allowed here. This is private property.
- Buraya giremezsin. Bu özel bir mülkiyet.
The storm did great damage to her property.
- Fırtına onun mülkiyetine büyük zarar verdi.