I don't want to interfere with your personal life.
- Ben kişisel yaşamınıza müdahale etmek istemiyorum.
I don't want to interfere.
- Müdahale etmek istemiyorum.
The United Nations sent troops to intervene in the conflict.
- Birleşmiş Milletler, anlaşmazlığa müdahale etmek için birlik gönderdi.
I don't want to intervene.
- Müdahale etmek istemiyorum.
I don't wish to interfere.
- Müdahale etmek istemiyorum.
He interfered with the fans.
- O, fanatiklere müdahale etti.
Russia, the European Union and the U.S. are accusing each other of interference in Ukraine's domestic affairs.
- Rusya, Avrupa Birliği ve ABD; birbirlerini Ukrayna'nın iç işlerine müdahale etmekle suçluyorlar.
The Kaiser asked Theodore Roosevelt to intervene.
- Kayzer, Theodore Roosevelt'in müdahale etmesini istedi.
I don't want to intervene.
- Müdahale etmek istemiyorum.