He interfered with the fans.
- O, fanatiklere müdahale etti.
Please don't interfere with my plan.
- Lütfen benim planıma müdahale etmeyin.
The United Nations sent troops to intervene in the conflict.
- Birleşmiş Milletler, anlaşmazlığa müdahale etmek için birlik gönderdi.
He didn't intervene? But why?
- O müdahale etmedi? Ama neden?