müdürler

listen to the pronunciation of müdürler
Türkçe - İngilizce
(Ticaret) directors
plural of director
a body of persons appointed to manage the affairs of a company or corporation
the directors of the company
Directors are elected at the convention to serve for terms of two years (RIB 6 060 1 ) They have such duties and responsibilities as may arise from their membership on the RI Board The RI Board is expected to be fully informed on RI policies since the public may regard directors as spokespersons of RI (RCP 50 030 ) Governors are under the general supervision of the RI Board (RIB 5 030 )
The directors of a corporation are persons typically appointed by the shareholders to manage the business and affairs of the corporation Their names are normally recorded both in the corporation's minute book and with the Corporate Registry (Source: Policy 06-01)
The individuals who, acting as a group known as the board of directors, manage the business and affairs of a corporation
Directors are elected by the shareholders They manage or direct the affairs of corporation Typically, the directors make only major business decisions and monitor the activities of the officers
Persons typically elected by the shareholders of a corporation and authorized to manage and direct the affairs of a corporation or company The whole of the directors collectively form the board of directors
müdür
director

I want to see the director of the company. - Şirketin müdürüyle görüşmek istiyorum.

The research director had the department do a thorough job in testing the new product. - Araştırma müdürü, departmana yeni bir ürünü test etmede esaslı bir iş yaptırdı.

müdür
manager

Tom persuaded the store manager to give him back his money. - Tom, mağaza müdürünü parasını ona geri vermesi için ikna etti.

Tom was promoted to manager. - Tom müdürlüğe terfi etti.

müdürler kurulu
directorate
müdür
{i} supervisor
müdür
{i} warden

Tom informed the warden that John was planning to escape. - Tom, John'un kaçmayı planladığını müdüre bildirdi.

That action convinced the prison warden that Tom was a threat to the rest of the prisoners. - Bu eylem Tom'un mahkumların geri kalanı için bir tehdit olduğu konusunda cezaevi müdürünü ikna etti.

müdür
overseer
müdür
clerk
müdür
gerent
müdür
master

Newton became Warden of the Royal Mint in 1696. He became Master of the Royal Mint in 1699. - 1696'da Newton darphane müdürü oldu. 1699'da darphane öğretmeni oldu.

müdür
business manager
müdür
(Kısaltma) m.d
müdür
curator
müdür
commissioner
müdür
provost
müdür
intendant
müdür
mgr
müdür
managing director
müdür
custodian
müdür
headmasters
müdür
bureaucrat
müdür
gaffer
müdür
vice president; clerk
müdür
director, manager; (okulda) headmaster, principal
müdür
guv
müdür
(üniv.) provost
müdür
head

You must go and see the headmaster at once. - Okul müdürünü hemen gidip görmelisin.

She was transferred from the head office to a branch office last month. - O geçen ay genel müdürlükten şube müdürlüğüne transfer edildi.

müdür
headmaster, principal
müdür
guvnor
müdür
director, head, chief; manager
müdür
administrator
müdür
vice president
müdür
conductor
müdür
principal

The principal shook hands with each of the graduating pupils. - Okul müdürü mezun öğrencilerin her biri ile el sıkıştı.

The principal came in after the teacher. - Okul müdürü, öğretmenden sonra içeri geldi.

Türkçe - Türkçe

müdürler teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

müdür
İdare eden, yöneten, yönetmen, direktör
müdür
İdare eden, yöneten, yönetmen, direktör: "Yazı işleri müdürleri böyle öyküler istiyorlar."- N. Cumalı
müdürler