Ekim 2015 yılında ABD'de işsizlik oranı yüzde 5, Nisan 2008 tarihinden beri en düşük seviyede.
- The unemployment rate in the US in october 2015 was 5 percent, the lowest level since April 2008.
Alman işsizlik oranı Ekim 2015'te yüzde 4.5 idi, 1981'den beri en düşük seviye.
- The German unemployment rate was 4.5 percent in October 2015, the lowest level since 1981.
Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.
- Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Mississippi'nin en alçak noktası nedir?
- What is the lowest point in Mississippi ?
Bira malt içeriğine göre vergilendirilir, bu yüzden düşük maltlı bira daha ucuzdur.
- Beer is taxed according to its malt content, so low-malt beer is cheaper.
Sandalye benim için çok alçak.
- The chair is too low for me.
Lütfen alçak sesle konuşun.
- Please speak in a low voice.
Tom'un pes bir sesi var.
- Tom has a low-pitched voice.
Aşağıya eğil. Tavan çok alçak.
- Bend down. The ceiling is very low.
Helikopter şimdi çok alçaktan uçuyor.
- The helicopter is flying very low.
Deniz martıları alçaktan uçuyor.
- The sea gulls are flying low.
Adam alçak sesle konuştu.
- The man spoke in a low voice.
Lütfen alçak sesle konuşun.
- Please speak in a low voice.
Benim sol alt arka dişim ağrıyor.
- My lower left back tooth hurts.
Sırtımın alt tarafında berbat bir ağrım var.
- I have a bad pain in my lower back.
Onun maaşı ailesine bakamayacak kadar çok düşük.
- His salary is too low to support his family.
Nehirin seviyesi çok düşük.
- The river is very low.
Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
- The actual price was lower than I had thought.
Yağmurun yağma ihtimali zayıf.
- The chance of rain is low.
Bu, pil zayıf olduğu için çok iyi çalışmıyor.
- It doesn't work so well because the battery is low.
Öğrenci düşük notun adil olmadığını hissetti.
- The student felt that her low grade was not just.
Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu.
- His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem.
Tepede bir sürü bodur ağaçlar büyümektedir.
- Lots of low trees grow on the hill.
The lowest common denominator of 1/6 and 3/10 is 30.
Reality TV really is appealing to the lowest common denominator in audiences.
And some they brought the brown lint-seed, and flung it down from the Low. (Mary Howitt, Ballads and other poems 1847).
A barrow or Low, such as were usually cast up over the bodies of eminent Captains. (Robert Plot, The natural history of Staffordshire, 1686; cited after OED).
Generally, European men have lower voices than their Indian counterparts.
Now that was low even for you!.
Shift out of low before the car gets to eight miles per hour.
... focus on the lowest-performing schools and tell us what your ...
... to the lowest levels in 20 years. Oil production is up, natural gas production is up, and, ...