Tom sesini alçalttı bu yüzden başka hiç kimse duyamadı.
- Tom lowered his voice so no one else could hear.
Gelin alçaltılmış gözlerle ve ona bakan herkesle odaya geldi.
- The bride came into the room with lowered eyes and with everyone staring at her.
Tom fiyatı düşürmek için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to lower the price.
Plan öncelik ve aciliyeti düşürmektedir.
- Being less urgent, this plan is lower in priority.
Sırtımın alt tarafında berbat bir ağrım var.
- I have a bad pain in my lower back.
Tom alt rafa bir şey koymak için çömeldi.
- Tom squatted down to put something on the lower shelf.
Hannover Aşağı Saksonya'nın başkentidir.
- Hanover is the capital of Lower Saxony.
Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
- The actual price was lower than I had thought.
Hükümet düşük gelirli aileler için vergileri düşürdü.
- The government lowered taxes for lower-income families.
Fiyatlarımız şimdi daha düşük!
- Our rates are now lower!
İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..
- Our negotiations to lower export taxes suffered a big setback.
Hükümet düşük gelirli aileler için vergileri düşürdü.
- The government lowered taxes for lower-income families.
Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
- The actual price was lower than I had thought.
When you need a haircut, you go to a barber, so here I am at Tommy's Bronxville's tonsorial prepared to get clipped. Or, as we said as kids, have my ears lowered.
Lowered softly with a threefold cord of love Down to a silent grave. Alfred Tennyson.
... So at the same time that my tax plan has already lowered taxes for 98 percent of families, ...
... I also lowered taxes for small businesses 18 times. And what I want to do is continue ...