Sen benim hayatımın aşkısın.
- You're the love of my life.
Aşk, sürekli olarak gizem ve sefalettir.
- Love is mystery and misery indefinitely.
Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden.
- How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.
Sevmek kolay fakat sevilmek zordur.
- It is easy to love, but hard to be loved.
Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar.
- When poverty comes in at the door, love flies out the window.
Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.
- The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them.
Sevgili kız kardeşim, seni seviyorum.
- I love you, dear sister.
Mary'nin sevgililer günü için Tom'a bir şey almaya parası yoktu bu yüzden ona sadece seni seviyorum! dedi.
- Mary didn't have the money to buy Tom anything for Valentine's Day, so she just told him I love you!
Üzgünüm, seni seviyorum.
- I'm sorry, I love you.
Sizinle yaşamayı seviyorum.
- I love living with you.
Tom bir aşk mektubu yazmasına yardım etmemi istedi.
- Tom asked me to help him write a love letter.
Başkalarına yardım etmeyi severim.
- I love to help others.
Âşık olmak için çok gençsin.
- You are too young to be in love.
Âşık olmak biraz zaman alır.
- Falling in love takes some time.
Hayatımı ve paramı sevdim.
- I loved my life and my money.
Hayatımın geri kalanı boyunca seni seveceğim.
- I'll love you for the rest of my life.
O bana 'Seni seviyorum' dedi.
- She said 'I love you' to me.
Üzgünüm, seni seviyorum.
- I'm sorry, I love you.
Linda çok sevecen bir anneydi.
- Linda was a very loving mother.
Leyla çok sevecen bir anne gibi görünüyordu.
- Layla seemed a very loving mother.
Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.
- It is pleasant to watch a loving old couple.
Tom'un ailesi sıkı fıkı ve sevgi doludur.
- Tom's family is close-knit and loving.
Mutluluğun en büyük sırlarından biri isteklerini azaltmak ve önceden sahip olduklarını sevmektir.
- One of the greatest secrets of happiness is moderating your wishes and loving what you already have.
Tom'un Mary'yi seviyor göründüğü kadar çok birini sevmeyi düşünemiyorum.
- I can't imagine loving anybody as much as Tom seems to love Mary.
Gerçeği söylüyorum ve sevişmek istiyorum.
- I tell the truth and I want to make love.
Sevişmek dünyanın en lezzetli şeyidir.
- To make love is the world's most delicious thing.
Tom'un seven ebeveynleri vardı.
- Tom had loving parents.
Seven bir kalp, tüm bilginin başlangıcıdır.
- A loving heart is the beginning of all knowledge.
Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden.
- How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.
Cennette sevmek için bekleyebilirim.
- I can wait to love in heaven.
Onun şefkatli bir ailesi var.
- She has a loving family.
Böylesine şefkatli bir aileye sahip olduğun için şanslısın.
- You are fortunate to have such loving parents.
Mold loves moist, dark places.
I love what you've done with your hair.
So that’s fifteen-love to Kournikova.
I know how difficult your position is, I said; but don't feel that you are alone. There is--is one here who--who would do anything in the world for you, I ended lamely. She did not withdraw her hand, and she looked up into my face with tears on her cheeks and I read in her eyes the thanks her lips could not voice. Then she looked away across the weird moonlit landscape and sighed. Evidently her new-found philosophy had tumbled about her ears, for she was seemingly taking herself seriously. I wanted to take her in my arms and tell her how I loved her, and had taken her hand from the rail and started to draw her toward me when Olson came blundering up on deck with his bedding.
I wish I could love her all night long.
You shall love the Lord your God with your whole heart, and your whole mind, and your whole soul; you shall love your neighbor as yourself. (Matt. 22:37-38).
Hello, love, how can I help you?.
I love the fact that the coffee shop now offers fat-free chai latte.
My love of cricket knows no bounds.
I met my love by the gasworks wall.
his loving wife.
... So if you're in a loving, nurturing relationship, then ...
... a lot. And so I think I grew up just understanding metaphor and just kind of loving that, how ...