İki âşık yüz yüze oturdular,çay içtiler.
- The two lovers sat face to face, drinking tea.
O, toplumun müziğe âşık dediği kişidir.
- He's what society calls a real lover of music.
Onu çok iyi bir arkadaş olarak düşünebilirim fakat onu bir sevgili olarak düşünemem.
- I can think of him as a very good friend, but I can't think of him as a lover.
Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.
- The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them.
Ben bir kedi severdim.
- I used to be a cat lover.
Gençliğimden beri bir spor sever oldum.
- I have been a lover of sports since I was young.
Fransızlar Almanlardan daha iyi dostlar.
- The French are better lovers than the Germans.
Her ikimiz de onların aşıklarıyız.
- We are both their lovers.
Sözler aşıklar içindir. Ben eylem görmek istiyorum.
- Words are for lovers. I want to see action.
... orphanage, no father, no mother, lover gets her pregnant, leaves her abandoned, someone ...