Tom görünüş biçimini çok önemsiyor.
- Tom cares a lot about the way he looks.
Görünüşü hakkında duyarlıdır.
- She is sensitive about her looks.
Tom her zaman bir saat takardı, ama şimdi o sadece akıllı telefonuna bakıyor.
- Tom used to always wear a watch, but now he just looks at his smart phone.
Nick kırsal alandan gelen birine tepeden bakıyor.
- Nick looks down on anyone who comes from a rural area.
O, gazetelere genellikle kahvaltıdan önce bakar.
- He usually looks through the newspapers before breakfast.
Daha genç kuşak şeylere farklı şekilde bakar.
- The younger generation looks at things differently.
His charm and good looks accounted for much of his popularity in the polls.