Tom yiyecek bir şey aramak için dışarı çıktı.
- Tom went out to look for something to eat.
Bir iş aramak için New York'a geldi.
- He came to New York in order to look for a job.
Kitabı bulmaya çalışmak için birçok dükkana gittim.
- I went to many shops to look for the book.
Ayrılalım ve Tom'u arayalım.
- Let's split up and look for Tom.
Polis Tom'a onun kızını arayacağına söz verdi.
- The police promised Tom that they would look for his daughter.
He spent his life looking for the truth.
... you're looking for a job, but you don't know who the heavy hitters are, in the future you ...
... looking for. ...