Pul koleksiyonuna bir göz atmak istiyorum.
- I'd like to have a look at your stamp collection.
Eve bir göz atmak için gideceğim.
- I will go and take a look at the house.
Bu Japon arabasına bak.
- Look at this Japanese car.
Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.
- As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.
Tom arabaya yakından bakmak için durdu.
- Tom stopped to take a close look at the car.
İnsanlar diğerlerine ön yargı ile bakmak eğilimindedir.
- People tend to look at others with bias.